the truth is out there!

28 Haziran 2010 Pazartesi

Red light district!

              Kırmızı ışıkta bir kız var. bekliyor. yeşil ışıkta canavarlar geçiyor önünden. gece biraz daha sakin ol diyor kulagına. Silüetler parcalanıyor sokaklarda. Kirli bir ses tırmalıyor kulaklarını, biraz daha istermisin diyor. Butun dunya bunun için aglıyor. Kimse gormez seni, kimse yok aslında sokakta. Bosuna yanan sokak lambaları bir sigara daha yakıyor caddelerin uzerınde. Fotr sapkalı yaşlı kadın, bir kez daha geri donuyor posta kutusunu kontrol etmek için. Yine bosuna, yine yanlıs bir gece daha geciyor, bulutlara saklanan.
Bir kız bekliyor kırmızı ısıkta, içinden bir şarkı mırıldanıyor, ''kraliceler kırmızı ölüler yeşil''. Bir kapı daha kırılıyor yolun diğer tarafında. Kapsonu kafasını kapatamıycak kadar kücük. Kulakları korkudan ''nice to know u'' cumlesını duyuyor sadece. Cebinde son sigarası yakmaya kıyamadıgı. Bir adam var uzakta, elinde eski bir mikrofon. cızırtı yayıyor hertarafa.Neyseki hala kırmızı yanıyor bu tarafta. Ses gecmiyor, ölüm gecmiyor bu saatte.
             Gölgeler karısıyor kırmızı ısıgın altında kızın heryerine, canavarlar duruyor yeşil ısıkta.
önünden karıncalar geçiyor. Mazgallardan cıkan dumanlar karısıyor gecenın bosluguna. Kör bir adam yaklasıyor köpeğiyle. Bir sonraki durak nerde diye soruyor. Kırmızı ısıkların hemen ilerisinde diyor biri. Kırmızı ışık sonmuyor o gece...kopek o gece kendini tutuyor son defa. Uzaktan mutlu insan sesleri geliyor onlardan once.
Kimse farkına varmıyor karsıya gecemeyecegının. Krımızı ısık herkesten fazla beklıyor.  O gece herseyi üzerine alınıyor belki de.

1 Haziran 2010 Salı

oksijen seviyesi dusuyor!

gunlerden salı, renklerden yeşil. olümlerden ölüm beğen bir gun daha geciyor sessizce.
haziran oldu ya artık icim biraz daha rahat
bulutlardan yaptığım yastıgım ıslanıyor hergece. uzaklasıp yagmur olmak ıster gibiler.
terlediğimi zannedip dort duvar arasında uyanıyorum. sehpamda yarım bırakılmıs cay bardağı.
acık kalmış bilgisayar fanı, butun gece aynı seviyedeki umursamaz gurultusuyle uyandırıyor.
gordugum ruyalar koselerine saklanıyor. bilincaltım bir denizaltını daha batırıyor ve yine oksijen seviyesi
dusuyor.